Eğitim ve Gelişimde Yanlış Anlaşılmış Popüler Teoriler (1)
Hemen hemen bütün iletişim temelli yetkinlik geliştirme eğitimlerimizde kullandığımız büyük efsanelerden bahsediyorum. Aslında bu konuyu ortaya atan bilim insanları bile nasıl bu kadar yanlış anlaşıldıklarını bilmiyorlar. Bu büyük efsanelere ve gerçeklere gelin daha yakından bakalım istedim. Bu hafta en çok kullanılan ve en bilineninden başlıyoruz:
Mehrabian ve 55-38-7 Rasyosu!
Çok yaygın olarak kullanılır ve genelde şöyle ifade edilir: “Kurduğumuz iletişim sırasında mesajımızın % 55’ ini Beden Dili, %38’ i Ses Tonu ve % 7’ sini kelimeler oluşturur.”
Teori UCLA profesörlerinden Albert Mehrabian 1971’ de yayınladığı “Silent Messages” ve 1972 de basılan Nonverbal Communications isimli kitaplarından türemiş. Ve o kadar yaygın olarak yanlış kullanılmış ki Mehrabian konuyla ilgili bir düzeltme yapma ihtiyacı hissetmiş.
“Eğer gerçekten mesajımızın sadece % 7’ si kelimelerden ibaret olsaydı, karşımızda bilmediğimiz yabancı bir dilde konuşan birinin ilettiği mesajın %93’ ünü anlıyor olmamız gerekmez miydi?”... Bu örnek gibi onlarca soruyu gündeme getirebilecek bu genelleme günümüzde dahi yaygın olarak kullanılıyor ne yazık ki.
Oysa Mehrabian’ ın asla böyle bir önermesi olmamış. Son derece dikkatli bir biçimde iki konuyu temel almış: Duygular ve Duygular hakkındaki tutarsız mesajlar. “Hoşlanma” dan yola çıkarak tüm duygularla ilgili bir genelleme yapmış.
Örneğin sadece kelimler ve ses tonunun incelendiği ilk araştırmada “teşekkürler” ya da “belki” gibi söylenen tek bir sözcüğün, ses tonu ile çelişen bir şekilde iletildiği durumlarda – yani negatif bir tonda teşekkür etmek gibi - ses tonunun mesajın oluşmasında söylenen kelimeye göre 5,4 kat daha önemli bir rol oynadığı sonucuna varılmış.
İkinci araştırmada ise işin içine mimikler katılmış ve yüz ifadelerinin sözel faktörlerden 1,5 kat daha önemli olduğu kanısına varılmış.
Mehrabian’ ın araştırmasına ilişkin daha detaylı bilgiye http://www.kaaj.com/psych/smorder.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Özetle, araştırma tamamen duygular ve duygular hakkındaki tutarsız mesajlarla ilgilidir. İletişimimizin % 93’ ünün sözsüz mesajlardan oluştuğu tezinin bilimsel bir dayanağı yoktur. Hatta iki araştırmada da “bütünüyle” beden dili işin içinde değildir. İletişim bir bütündür ve bu bütün içinde kullandığımız her araç (beden dili, sözcükler, ses tonu ve diğer iletişim araçları) birbiri ile tutarlı mesajlar vermelidir. Örneğin sunumlarınızda sadece sunuş biçiminiz değil, içeriğiniz de dinleyicileriniz için son derece önemlidir.
Son olarak; O zaman hatalı bir aşırı genellemeyi de tam ters açıdan yaparak işin içine biraz ironi katalım: Kelimeleriniz ve kullandığınız dil önemlidir ve sizi yansıtır.
Not: Bu yazı “Beden Dili” nin iletişimde önemsiz olduğunu iddia etmez. "Kelimelerin ilettiğimiz mesaj içindeki payı sadece %7 dir" aşırı genellemesinin doğru olmadığının altını çizer.
Σχόλια